26 Temmuz 2011 Salı

kedi ve köpekle deprem deneyimi...

Evde karınca olsaydı, bu faaliyetten ne olacağını anlayacaktım...


Ama benim kedim ve köpeğim var yalnızca...  Köpekler şu tepkilerden birini ya da birkaçını gösterirmiş...
Sürekli saklanma, kaybolma, dışarı çıkmayı veya içeri girmeyi reddetme
Anksiyete yani sıkıntı ve endişe
Psikojenik şok
Kaçma, havlama, uluma, ağlama
Havayı koklama, yeri kazma
Yabancılara karşı tepkisiz olan bir hayvanın yabancılara saldırması
Sahibinin yanından ayrılmama
Ani irkilme ve kulak kabartma
Veya korkudan dolayı tamamen tepkisiz kalma

Sevgili Panço bir gün önce, yattığı yerden birden fırladı ve havayı koklamaya çalıştı... Hem de ne koklamak! Nerdeyse tavanı bile koklamak istiyor. Kalktı odaları dolandı... Balkon kapılarına gitti. Yine içeri dönüp havayı kokladı... "Ne oluyor len? Hayalet mi gördün?" dedim. Bana göre ortada koku yok tabii... Bu da kendini akıllı sanan bir varlığın köpeğin koku alma duygusuna akıl erdirememesinin apaçık kanıtı. 
Neyse... Dün akşam uzanmış tv izliyorum. İkili koltuğun arka tarafında da Panço yatıyor. Panço kalktı dolanmaya başladı... Ama bir şey kondurmadım tabii bu haline... hafiften sallanmaya başladık... Hemen peşinden gittim ben de... Odada dolanıyor. Yanıma geldi. Üzgün. Okşadım. Sakin ol falan... Bir yandan da "Kız ne yapıyor acaba?" diye düşünüyorum. O 99 depremini yaşamıştı. O zaman evde 4 kedi vardı. Güzelsurat, Aslansurat, Pumakılıklı ve Şarlo. Hepsi de o gece evdeydi. Evin tek erkeği ve çapkını Şarlo bile... Hepimiz salondayız, ben Tv izliyorum yine... Çalışma odasında  bir şeyler yazmışım, sonra gelip beynimi boşaltmaya çalışıyorum... Genellikle iyi filmleri de gece yarısından sonra koyarlar ya kanallar büyük olasılıkla film falan izliyorum... Ve o muhteşem sallantı başladı. Bize öğretilen -o ıla kadar hep doğru bilirdik- şeyi yaptım hemen. Zaten koca bir kiriş vardı ikili koltuk da onun altına denk geliyordu. Koltuğun kenarına oturudum. Önümdeki sütundan geçen kalorifer borularına tutunmuşum. Kedileri nasıl çıkartırım diye düşünüyorum... Tabii ki pencereleri açarım dedim. Bir de bahçeye açılan kapıyı... o da benim kaçış yolum. Sonra kedilere baktım. Anam! Hepsinin gözü fincan gibi büyümüş bana bakıyor! "Salak mısın? Ne demeye sallıyorsun evi?" der gibiler... Bütün bunlara zaman var, çünkü bir türlü bitmiyor beşik hareketi... Bİr şangırtı duyuldu... Hah, birilerinin camı gitti... Sonra elektrikler gitti. Hemen mum bulunup yakıldı... Pilli radyo alındı... Kanal bulunmaya çalışılıyor... Buldum. Ne garip bir yer bulduysam... Adamın teki sürekli aynı şeyleri söylüyor. "İstanbul da büyük bir deprem oldu. Her yerle bağlantımız kesildi. Allah yardımcımız olsun!" Aha, sıçtık! Sonra mahallede sesler duyuldu... Herkes sokakta... Neyse ben de doğru dürüst bir kanal bulup depremle ilgili bilgileri aldım... Bir ara banyoya gitmeye kalktım... Aaa, sürü halinde gidiyoruz.  Bütün kediler peşimde... Ben nereye onlar oraya...  Sabahladık hep birlikte. O dönemler parasızım, işsizim... telefonum zaten kesik! Gün ışır ışımaz, eski sevgilinin evine gidip eve, annemlere telefon edip iyi olduğumu haber verdim. Çok da merak etmemişlerdi açıkcası... Körfezde oldu diye sanırım. İnsan çok garip şeyler hissediyor deprem sırasında... Önem verdiğin tek şeyin yaşam olduğunu, eşyanın ıvır zıvırın falan gözünde zerre kadar değeri olmadığını farkediyorsun... Kedilerle birlikte kurtulursak, herşeye yeniden başlarız diye düşünüyorsun... Yeter ki birine bile zarar gelmesin.  Artçılar sırasında hep giyinik yattım. Kanepelerde falan... Ne olur ne olmaz! Pumakılıklım da sehpanın üzerinde... sırt tüyleri kılçık gibi havada... sözüm ona sakin ama, tetikte... iki tıngırtıda, o kılçıklara kuyruk da katılıyordu. O deneyimli kedim bu yılki sallantıda benim yanımda değildi. İçeri gidip baktım, divanın altına girmiş. İkiye bölünmüş hayat sinirime dokundu o an. Ama direniyorum hala... 
Onlar içinde çanta hazırlanırmış... Köpeklerle ilgili olanı körler derneğinin sitesinden aldım. Onlar için köpekler sadece sevilesi hayvan olmasının ötesinde... Bir çift göz, onları kollayan bir yoldaş... en az kendileri kadar önemli... Keşke herkes için öyle olsalardı hayvanlar...




Rehber Hayvani Deprem Çantasi ( 7 gün için)
Içindekiler için öneriler : tahliye edilmeniz durumunda , hayvaninizin tasiyabilecegi bir pakete ihtiyaçlarini koyun.
Bu çanta asagidakileri içermelidir:
• Su ve yiyecek için kap
• Yiyecek
• Uyku yeri için battaniye
• Salyalarini tutmak için plastik torba ve kâgit havlu
• Küçük yaralar için Neosporin merhem ( Hayvanlar deprem sonrasinda çok kolay yaralanabilirler . Veterinerinize hayvaniniz için kullanabileceginiz özel bir ilaç olup olmadigini sorun)
• Sevdigi bir oyuncak
• Yedek emniyet kayisi
Çevremizdeki birçok sey gerekli önlemler alinmazsa bir deprem aninda bizim için tehlikeli olabilir. Bu bölümde olasi tehlikelerden ve alinmasi gereken önlemlerden bahsedilecektir. 








Japonlar tabii ki kedi ve köpekler için çoook kullanışlı görünen bir deprem kiti hazırlamışlar... Geçir sırtına, ilacını, mamasını, oyuncağını vs... koy içine... Fotoğraftaki bile muzdarip bu halden... bizimkileri kaç gün kaç gece bu halde tutabilirsin ki? Neyse sallanırken yakalayabilirsen, geçirmeyi denersin, en azından onunla uğraşırken deprem paniğinden uzaklaşır insan :)))

Puma kılıklımın depremden etkilendiğini gece yattığımda anladım. Hemen yanıma geldi. Onca sıcağa rağmen poposunu karnıma dayadı. En azından iki patisinin bana değmesine özen göstererek yattı bütün gece...  Panço bütün gece tedirgin dolandı kapı önünde... Azıcık kapı gıcırtısı gibi ses çıkardı. Ama ağlamadı. Yine de yanımızda olmayı isterdi eminim. Ben de... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder