Ece Aymer'in işlerini ilk kez Evim dergisinde görmüştüm. Hemen bloguna girdim bir daha da ayrılmadım. İki üç gün falan her sayfasını, okudum. Hamurla yaptığı boyutlu çalışmalar müthişti. Ne yazık ki yeri Ankara'daydı. Yoksa atölyesindeki kedilerden biri olabilirdim. Tekniği öyle güzel anlatıyor ki, görmeye bile gerek yok. İstanbul'a ilk geldiğinde gitmiştim seminerine... Aynen blogundaki gibi bir kadın. İçten, güler yüzlü, paylaşmayı seven... Ve en önemlisi estetik duygusu gelişmiş. Müthiş keyif aldım. Yaptığı her işten aynı keyfi almaya devam ediyorum. Ece Aymer'in işlerini keşfettiğimden beri --kendisini bir ekol olarak değerlendiriyorum-- başka bir tarz çalışmadım. Ha, arada sevdiğim teneke işleri var... Onu da kendimce becermeye çalışıyorum. İyi yapan birini görürsem illaki onun tarzını da denerim. Şimdilik bencileyin gidiyor. iş. İşte bu yukardaki minik tablo Ece Aymer'den öğrendiğim boyutlu çalışma... Yılbaşı hediyesi olduğu için yılbaşı renklerinde... Alanlar beğendi :)
Bu da boyutlu bir çalışma. Anahtarlık... Ama öyle bir çekmişim ki, boyut moyut kalmamış... Hay benim elime! Gözüme... Daha ne diyeyim... Neyse asıl hezimet sonra geliyor. Bu yine masum.
Elim mi titremiş, ben mi titremişim anlamadım? Minik kutu benim tenekelerim. Minik yıldızlar hazır satiliyor. Benim marifetim ayı kesip yapıştırmak.Yıldızları tek tek yapıştırmak kolay sanmayın!
Bu biraz daha iyi... Koca yıldız tenekeden...
Bunu hazırlarken çok eğlendim. Ben normal ambalaj kağıtlarından hazırlamayı seviyorum paketleri. Üstündeki çiçeği de tek tek aynı kağıttan kesip yapıştırdım. ortasına yapıştıracak bir boncuk bulamadım ama ne yazık ki... Bunların çeşitlemelerini yapmak istiyorum. Hazırlayıp bir köşeye koyacağım. Gazete kağıtlarından yapmayı da istiyorum.
Veee... Canım arkadaşım Nihal'e yaptığım tepsi. Ben onun kadar marifetli değilim onun için hazır resimleri kullanıyorum.
Veee... Bu da başka bir can arkadaşa yaptığım tepsi. Bir de çekebilseydim... İki tane çekmişim, ilki bundan da beter. Neden? Ne oluyorda böyle oluyor? Asla anlamadım. İzlediğim bloglarda Burcu Çalışan'ın blogunu görmüşsünüzdür. Müthiş fotoğraları var. Adresini öğrenip kapısında miyavlamayı düşünüyorum. Acaba yakın gözlüğümü sadece okuma için kullanmasam mı?
Kedisiz olur mu? Flu bile olsa... Zaten o da flu düşünceler içinde... 15 yaşında artık. Masaj yaptığımda öyle mutlu oluyor ki. Kemikleri sızlıyor moruğumun. :))