Pazar günü... Sabahın sekizi! Uyusana kardeşim! Neden apartman kapısının önünde
tam benim yatak odamın altında rüyanı anlatıp benim rüyalarımın içine ediyorsun
Rüyasında fal baktırmış, sevgilisini anlatmış, falcı da al bu adamı demiş. O da sevgilisine gidip alacağım ben seni demiş. Hay ben senin falcına da, adamına daaa...Sabahın beşinde yatmışım sekizde bu dingiller yüzünden ne rüya gördüğümü bile unuttum. Baharla birlikte azıyor bunlar. Uyandın, güne erken başladın... tamam. Çık git kırlarda yürü, deniz kıyısına git. Otur balkonunda çay iç... ne demeye çenene vuruyor enerjin.
Anasını satayım, yatak odasının penceresi de birbirine yapışmış, açılmadı...
Kalk öbür odaya git, aç pencereyi...
Parçalamaya hazır... Kimse kurtulamaz elimden!!!
Tam çemkircem, mahzun mahzun baksınlar sana... Yut laflarını... Rica etsem şu
sohbetinizi.... diye mırmırla... Kendine sinir ol! Yat ama kavgan bitmesin! Zındık gibi otur!
Bunların yakınında veletleri de sokağa dökülür.
Okulları biter, sabahın köründe anaları bunları kış kışlar evden. Al başına derdi!
Ezberledikleri bütün sefil pop şarkılarını dinletirler adama! Anlamsız yere çatlak çığlıklar atıp toplarını
duvarımda sektirirler! Bisikletlerinin zilini.... Hay bin kunduz! Hangi birini sayayım! Telefonları kapatmak mümkün de... bunların kapatma tuşu yok!
Benim kıl olma mevsimim başladı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder