14 Ağustos 2011 Pazar

Kedi özledim dedim ya...


Hemen duyarlar! akşamüstü kapım çalındı. Komşularımdan birinin   hayvanlara düşkün küçük kızı "Sizin kedi pencerede, içeri giremiyor" dedi. İmkansız! O bir şeylerin altındadır illa ki... Nitekim divandaki minik çadırındaydı. Pencereler de boş... Sonra yatak odasına baktım. Benim kata kadar tırmanmış (nasılı ve nedeni meçhul) ve tabii ki inememiş,  demirlerin arasında bir sağa, bir sola yürüyen şapşalı gördüm. Beyazlı-tekir genç bir erkek. Penceredeki tel söküldü, içeri gelmeye ikna edilemeyince ayak yakalama operasyonuyla içeri alındı veee... karşımızda pançoooo... "Panço, çık dışarı!"
"Neden yaa... Burda ne güzel oyuncaklar var!"
Dışarı çıktı ama bu kez elimdeki vatandaş debeleniyor! Köpekten huylandı. 
Neyse, genç arkadaşa teslim edildi kedi ve acilen dışarı gönderildi. 


İki üç saat sonra balkonun altında dolanırken Panço'nun iiykleyen sesini duydu. Durdu, şöyle bir kabardı. Dikkatle baktı. Sırtı düzleşti. Oturdu ve Panço'nun karşısında yalanmaya başladı. A, benimki de uzandı şirin şirin onu seyretti. Bunların hepsi çatlak! Bütün bu çatlaklar da beni buluyor! 
Benim kız kedinin sesini duyunca ne hissetti acaba? 
Yediğim küfürleri düşünmek bile istemiyorum.
Belki de, "köpek bile başka bir kediden daha iyi olabilir. Hata ediyorum" demiştir. 
Panço içinse durum daha ilginç. Evin bir bölümünde bir sürü kedi var. Ne zaman ortaya çıkacakları da bilinmiyor. :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder