22 Kasım 2012 Perşembe

uzun aradan sonra...


Yakışıklı oğlumun uzun burnuyla başlayayım dedim :) 
"Köpek sahibine benzer" lafına uygun bir yaratık gelmiş diyorum aynaya bakınca... 
Buldog gelseydi belki ben ona benzetmeye çalışırdım kendimi... Off ne yorucu olurdu yahu!
Ha babam tıkınmak gerekirdi... 
Gerçi Panço ne bulursa tıkınıyor. 
Beni de deli ediyor. 
Geçenlerde uzun, bağırsak gibi bir şey buldu ve attı ağzına. Sadece ağaca doğru gitmişti, yeni çıktığımız için evden, çiş için ağaç koklayacak sandım. Çok yanılmışım! Tokatlıyorum, küfür ediyorum, hakaret ediyorum, hepsini sineye çekip yalayıp yutuyor ağzındakini. 
Yol boyu söylenip duruyorum. Kaşlar çatık, ağız kenarı aşağıya doğru eğrilmiş... 
Sanki köpek gezdirmekten nefret eden bir kadın görüntüsü... 
Oysa istediği yapılmayan bir kadın görüntüsü o! Köpeğine söz geçiremeyen, sanki açmış gibi, burnu yerden kalkmayan köpeğinden utanan bir kadının... 
İçimdeki nazi subayını uyandırıyor ve hemen pleksinin boyu kısaltılıyor. 
Hemen bacağımın dibinde yürümeye mahkum. Ben istersem, etrafta yiyecek bir kırıntı bile olmadığına ikna olursam, duvar dibini, ağaç altını koklamasına izin veriliyor... 
Hepsi böyleymiş... köpek sahiplerinden duyduğum bu...
Birazcık teselli oluyor ama, neden benim köpeğim böyle çöpçü ruhlu olsun canım? 
Ego devrede... Benim oğlum böyle şeyler yapmaz!
Nah yapmaz!
Bal gibi yapıyor. Gözümün önünde acayip şeyler yutuyor işte. Onun kadar hızlı olamıyorum. 
Kimse olamıyor. 
Geçen hafta sonu memlekete, İzmir'e gittim ve sevgili Cody'nin ailesi, Adnan ve Nalan acılarını tazeleme
pahasına Panço'ya baktılar. 
Telefon edip asayişin berkemal olup olmadığını sorduğumda, o uzun ve bağırsak olduğunu varsaydığım şeyin kalanını da yuttuğunu öğrendim :) 
Panço'nun hafızası inanılmaz. Neyin nerde olduğunu hiiiiç unutmuyor. Üstelik üzerinden iki-üç gün geçmişti. 
Yani bu aralar Panço'ya çok gıcığım :)


Gıcık olduğum ikinci erkek!
Ayşe'den gelen küçük kitaplık yerine yerleşmeden önce bütün katları gezdi...


Kitaplığın yanındaki MDF dolap da "Hayvanatların Mühimmat" dolabı olarak alındı... 
Günlerdir onunla uğraşıyorum. Bitmek üzere. Yakında paylaşacağım. 
Tabii ki her işe burnunu, patisini sokan bir Ateş Kaptan varken boya işi yapmak kolay olmadı.
Üç-beş ses tellerini yırtarcasına bağırtıdan. böğürtüden sonra enseden yakalanıp salondan dışarı atılıyor ve rahat rahat boyaya devam ediliyor... Süngerleri, kağıt havluları çaldı, boya fırçalarına atladı... Boyadığım yerlerin üzerinde ayak izlerini bıraktı... bir ara ısırdım bile ama, benim dişlerim onunkiler kadar sivri olmadığı için umursamadı. 

İki hıyar maçonun "boşuna debelenme, bizden vazgeçemezsin" pozu! 


Ateş Kaptan'a neden gıcık olduğuma gelince... Puma kılıklı'nın, o güzelim büyükannenin, sularını döküyor alçak, hain, acımasız, obsesif, rezil yaratık!!!!
İzmir'den geldiğim gün yatak odasındaki koca çanağı, kapıya kadar getirilmiş olduğunu gördüm... içi boş!
Panço içmiştir belki dedim ama, hemen doldurup koyduğum kabı iki saat sonra yine aynı yerde ve bütün suları yatak odasına dağılmış halde görünce Ateş denen uyuzun yaptığını anladım. 
Ertesi sabah suyun altına kilim serdim, belki kabı parkede çekmesi kolay oluyordur diye...
on dakika sonra kilimle birlikte dertop edildi... 
Ondan sonra...
Anlatmayayım ondan sonrasını... 
Neyi yapma dersem yapıyor!
Bahar gelince sokağa çıksın, kız peşine düşsün, bir daha da eve gelmesin!

Bu pozlara da kanmayacağım. Asla!


4 yorum:

  1. amannn sakın haa :) gerçi bırakamazsınn ikisinide eminim..Bendede 2 kız var ikiside birbirinden yaramaz valla anlattıkların benim köpegimdede var.
    kedişimde çok fena gidiyo sataşıyo zeytine sonra ortalık savaş alanı :) ama yinede çok tatlılarrr :)

    YanıtlaSil
  2. Son fotoğrafa bayıldım.. Kedi-Köpek dayanışması bu işte. Bende de 2 köpek ve bir kedi var.. Ne kadar yaramazlık yaparlarsa yapsınlar asla vazgeçemem onlardan..:))
    Çok selam ve sevgilerle...

    YanıtlaSil
  3. özledik yahu...ateşkaptan amma büyümüş...pançonun sakin görüntüsü hep hoşuma gidiyor :)

    YanıtlaSil
  4. Kıyamazsın sen onlara.

    YanıtlaSil