Çanakkale Lisesi mezunları yine toplandık. Her yıl tekrarlanan Çanakkale gezimiz bu yıl Haziran ayına denk geldi. Serin bir havada çıkıp birden yazla karşılaştık. Çanakkale de yaşayan bir arkadaşımız kaz dağlarındaki ayazmada piknik planlamıştı. Mezelerimizi bile hazırlamış... Yol üstündeki konak gezisini bile... Bayramiç'deki Hadımoğlu konağından ayrıntılar çektim. Yukardaki resim, konağın avluya girişi...
Şöyle bir yerden giriyorsunuz... Kapıdaki bir arkadaşımızın ablası...
Konağın üst katındaki teras muhteşemdi...
haksız mıyım?
Konağa girişte böyle bir fıskiyeli havuz var. Hayalim! Evim olunca illa ki olacak. Yapamazsam leğen koyacağım ortaya... içine çiçekler iki de balık...
Odalardan birinin kapı girişinin üstündeki sıvalar dökülmüş... Deveye benzettim. Belki bu konakta yaşamış bir devenin hayaletidir :)))
Dolap kapakları... Ne garip zamanlarda yaşıyoruz. Lake, formika ya da dümdüz tahtaya mecburuz.
Halılar ayrı bir hikaye anlatıyor tabii ki... Bu motifi ilk kez gördüm gibi geldi... Merkeze yönelik oklar...
Ve ayazma... Baz istasyonuyla kirlenmemiş... Oksijen sarhoşu olabileceğiniz, nefis alabalık yiyebileceğiniz bir tatil yeri... Ağaçların insanlardan uzak olduklarında nasıl görkemli olduğuna dikkat edin. Çam ağaçlarının tepesini göremiyorduk. Kalem gibi ince uzun, alıp başlarını gitmişler. Piknik yaptığımız yerin yanında durduk... yolun hemen yanında su yolu var... taşlar ve ağaçlar... Bu üçlü öyle uyumluydu ki, yol yabancı duruyordu. sular gürleştiğinde yol da onlara boyun eğiyor sanırım.
Suyun berraklığını görüyor musunuz. Sanki yok gibi...
Bu da yolun diğer tarafı... aşağıya giden su... Yeşilin her tonu var...
Çanakkale sahili... İki yıl önce çekmiştim bunu... değişen çok şey yok şimdilik ama gittiğimizde sahil düzenlemesi ve yol yapımı vardı... Seçimler yüzünden mi yaz yüzünden mi bilemedim... Gelecek yıl daha farklı görebiliriz...
Ve dönüş zamanı... Feribotla Kilitbahir'e geçildi... Yol daha kısa aklınızda olsun. 7 dakika tutuyor. Sonra Eceabat'a gidildi. Timur arkadaşın cafesinde sakızlı kahvelerimizi içtik. Hemen yanındaki evin bahçesi deli gelincik doluydu...
Hadımoğlu konağının oymalarından bir ayrıntı... Zamana bağlı doğul eskitme olmuş... Meraklısına fikir verir diye çektim... Bu geziler çok kısa geliyor yahu... Doğanın bağrından ve arkadaşlardan sonra hala uyum sağlayamadım şehre...
evet gerçekten deveye benziyo :))resimleri bi boy büyütsen daha iyi olur bence (üzerine sağ tıklayıp istediğin boyuta getirebiliyosun)
YanıtlaSil