5 Haziran 2015 Cuma

eski bir dostla buluşup kahve içmek gibi...

Onca zamandır boş durmadım tabii... ama... 
İnsan ne zaman bloga yaşanan kötü olayları girse, sanki o anı donduruyor. 
Hayatın içinde onları atlatsan bile kayıtları gördüğünde...
Onun için lafı keseyim de basma serisi dediğim taşlarıma bakın daha iyi. 
taş cennetinde yaşarsan, kaçınılmaz olarak  bulaşıyorsun... 











 ahşaplarımı da ihmal etmedim tabii... Mavi olan kardeşimin işyerine gitti... kartvizitler için...
Sarı olan banyoya... kulak çubukları için...


Balkonumdaki anneyi kısırlaştırdık... Hava soğuktu, içerde dursun biraz dedim... 
İçersi güzelmiş, ben çıkmam dedi :)




O artık ailenin bir üyesi. Adı Mişka... Bıyıklı, keçi sakallı bir hatun. 
Çok akıllı, oyuncu ve sıcakkanlı... 
Panço araları biraz limoni ama, çok zarar vermediler henüz birbirlerine...
Panço'nun burnunun üstünde arada sırada beliren kan damlasının dışında... 


Şiddetli kıştan sonra donan çiçeklerimin yerine yeni güzellikler geldi... Bu siyah petunya da onlardan biri... Görür görmez aşık oldum. 


Olunmaz mı?



Yarın devam edeceğim... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder