5 Temmuz 2012 Perşembe

kıpırdamazsan başına iş açılmaz

Bugün bilgisayardan uzak durup evi toparlayayım dedim... Benim ev toplamam hıçkırık gibi... Nerde ne zaman tutacağı belli olmaz... Salondaki bir örtüyü alıp yatak odasına götür... ordan bir kitap al çalışma odasına götür... Ordan boş saksıyı al, balkona götür... Aslında yapılması gereken salonu adam etmekken birden kendini balkonu süpürürken bul... 


Saksılar çekildi altlarındaki ölü yapraklar ayıklandı... Bu arada Panço içeri kışkışlandı... Zaten lafımı ikiletmedi... Süpürgenin ucu kendisine de dokunur diye...  Tam pançonun tüyleriyle de kocaman bir çöp yığınını toplayıp atmışken... Bir saksının içinde aylar önce torbayla koyduğum akvaryum taşları şaaar diye boşal balkona... pırıl pırıl parlak siyah taşlar. Atmaya kıyamamıştım. Ama minnacıklar... Sıkı bir küfür savurdum kendime... Sonra dalları yere sarkmış ortancamın üzerindekileri gördüm.  az sonra yapacağım o titiz toplamayı bile unutturdu... 


Netlik amaçladığım yerde değil... Güneş gözümü alıyordu diyelim :)

 
                                Fotoğraflara bakınca... O sırada hissettiğim çoşkuyu bulamadım nedense...
                                                Galiba mesele başıma gelene aldırmamaktı... :)
                                                                       
           
                                                         Hazır çekmeye başlamışken...


  Balkonumun yeni kızı :) Eskisi çok direndi ama, kışın soğuğu iliğini kurutmuş... Kendine gelemedi.
 Ama küpesiz olmaz! Başka renklerinden de edinmek istiyorum. Ama bundan sonra taşınacağım evde balkon olur mu? Hepsine yer bulur muyum? Herşey belirsiz... Yeni yapılan tabutluklardan nefret ediyorum! Balkon yok... doğru dürüst pencere yok! Eski yapılara da güven yok!

Neyse... Zamana bıraktım... A, hikayenin sonu; o taşlar toplandı torbalandı. bu kez dikdörtgen yoğurt kabına konup kapağı da bantlandı... Taşınmaya hazırlık yapıyorum sanki ufak ufak... Her beş yılda bir taşınıyorum şu İstanbul'a geldiğimden beri... En uzun süreyi söyledim :)

Ne demişler? Tebdili mekanda hayır vardır!

2 yorum:

  1. mavi ortancan yok mu? küpelere bayıldım, artık daha güzel fotolar çekiyosun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. elim de gözüm de alıştı fotoğraf makinesine... eski alışkanlığı yeniden edinmek kolay değil. Mavi ortancaya pek isınamadım ben. Ama beyaz bir ortanca istiyorum. seneye artık. Koyu pembe ya da bordo alanlara da bayılıyorum. bu arada küpeler sana teşekkür ediyor :)

      Sil