22 Mayıs 2012 Salı

mayıs ayı çoook önemli...

Çünkü Mayıs'ın 23'ünde kardeşim doğdu. :) 

Yıllarca tek çocuk olarak yaşadıktan sonra, annemin her "galiba kardeşin olacak" deyip sonu hüsranla biten (neden olduğuna aklım ermediği yaşlar) hamileliklerinden sonra, yaşımın artık minik bir kardeşi kıskanayım mı, utanayım mı dolaylarına geldiği sırada,  ilk defa annemi karnı büyürken gördüm... Hamilelik için sakıncalı bulunan yaşlardaydı, o zamanlar için... Şimdi ise insanların önce kariyer planlamasıyla, çocuk için elverişli olduğu düşünülen bir yaş olup çıktı... Annem ters bir şey yapıp da düşük olmasın diye tuvalete girdiğinde "Çok ıkınma sakın" diye arkasından seslendiğim günlerden sonra bir sabah anneannem odama girdi, yanakları elma gibi kızarmış... "Ne oldu?" dediğimde "Ninen doğuruyor!" dedi. Anneannemin annesi yani :) İyi tamam, anlaşıldı... 



Evin salonu doğumhaneye çevrilmiş, doğum sırasında gelmesi planlanan komşumuz ve ebe gelmiş... Sıcak sular, çarşaflar, havlular... Koşuşturma... Annemin inlemeleri... Hiç öyle çığlık çığlığa bir doğum değil. Saate bakıyorum. "Ben okula gitmeden doğar mı?" Anneannem cevap veriyor. "Seni üç gün beklemiştik. Sen okula git istersen!" Annemin en büyük korkusu benim doğumum gibi zorlu bir bekleyiş... Öyle olmadı.
Ben okula gitmeden geldi. Allahım o ne melodik bir ağlama!
Kapılar açıldı... Yüzler gülüyor. Hem sevinç hem şaşkınlık! Çabuk doğdu! Hemen odaya daldım. Anneme nasılsın? Uhuuu... cevap verecek hali yok! İyi tamam, ben o veledi ararım. İyi de nerde bu? sesi geliyor kendi ortada yok! Aa! Divanın üzerinde bir havlu serilmiş, altında o güzel sesin sahibi. Havlu açılıp bakılır...
siyah uzun saçlı, pembe beyaz yanaklarıyla şahane bir bebek! "Kim şimdi bu ışığı gözüme sokan?" deyip açtı gözlerini baktı. "Aa, gözleri mavi!" dedim.
"Değişir, bebek mavisi o!" dediler.
"Değişmez!" dedim. Rüyamda gördüğüm gibi doğduğunu nereden bilecekler?
Değişmedi! 



Bebeğin büyümesi bir fidanın büyümesiyle aynı zarafette. 
Önce ince, narin, kırılgan... 
Kökünü sağlamlaştırdıktan sonra güçlü bir çınar oluveriyor birden!
İlk kahkahasını atmasına da ben neden oldum. Rastlantı tabii...
Mamasını yedirirken yanında duran ağız silme bezine uzanırken ben alınca bastı kahkahayı. 
Hemen oyuna dönüştürdük tabii... Tek kahkaha yetmez ablalara :) 


Kız çocukları büyürken ağabeyleri olsun ister. 
Hem onlara hayatı öğretsin hem onları kollasın diye... 
Benim kardeşim, benden çoook sonra gelse de o rolü üstlendi. 
Hayatı benim için kolaylaştırdı. 
Yaşanır ve katlanılır kıldı. 
Sadece benim için değil... Annem ve herkes için... 


Doğum günün kutlu olsun kardeşim.
Nam-ı diğer Bahama Kartalı'm. :)
Ben üniversitede o ilkokuldayken bana yazdığı mektuba attığı imza üstüne yapıştı kaldı. 
Ben o kartalı çook seviyorum :)
Bu renkler onun fotoğrafları.
ama onun hayatıma kattığını tek renk değil,  gökkuşağı karşılar ancak!
Heeey Bahama Kartalı... Morudun lem :)
Daha dün gibi hatırlıyorum doğumunu ama kırk yıl oldu moruk!
Hadi evlen artık da görümcelik yapayım şöyle ağız tadıyla :)
Allahım ne güzel uğraşırım ben, o kız seni üzmeye falan kalkarsa... 
Off! Dişlerim uzadı...:)))

Seni ilk aşkı olarak bilen Puma kılıklı
ve
aileye sonradan katılsa da, gördüğünde sevincini ayaklanarak gösteren Panço da seni bol bol yalıyor.  




2 yorum:

  1. ne küsel yazı...ne küsel fotolar :)))

    YanıtlaSil
  2. saol nihaventim... mayıs hem hüzün hem sevinç ayı... hayat gibi aynı.

    YanıtlaSil