Bu küçük tepsiyi Nazo getirdi. Mağrip'e göçetmeden önce, bir sandık ve içi daha kutular, tepsilerle dolu olarak. "Al sen bunları istediğin gibi yap" dedi.
Daha önce kahverengiye boyamış, bir de kenarlarını yaldızlamış güzelim... Sonra da bırakmış tabii... :)
İşte Nazo'cum, siparişlerinden biri bitti!
Umarım beğenirsin.
Senin kahverengi boyan çok işime yaradı.
Maviyi seven arkadaşım için küçük mavi benekler :)))
Steçlendi ve kaldırıldı.
Seni bekliyor tepsin.
Bu da elimdeki fotoğraf makinesine doğru her türlü engeli aşarak, üstüme tırmanan Ateş Kaptan!
Nihayet burnumun ucunda!
Amacına ulaşamıyor ve kıçı dengesiz!
Bu arada tırnaklar feci batıyor!
Kimin umurunda!
O kıçının derdinde. Sonunda kendini sağlama alıyor.
Artık ayakları sehpada!
Binnur; sana sözverdiğim fotoğrafı çekmeyi hep unuttum. Ama Ateş Kaptan'ın hemen arkasında, annemin eski dantelinden yaptığım kasenin ucunu görebilirsin.
İçi kuru limon ve nar dolu :)
Limonlar ve narlar bana gelince mumyalaşırlar...
Çok arkadaşıma verdim kuru limonlardan!
Limon kurutmak isteyen bana göndersin :))